Anıtkabir, Bir Yapının Hikayesi

Bilindiği üzere Atatürk’ün ölümünün ardından naaşı geçici olarak Ankara Etnografya Müzesi’nde bir mezar yerine defnedilmişti. Ülkemizin kurtarıcısı Ulu Önder Atatürk’e bir anıt mezar yapılması elzemdi.

EJAUwLrXYAARejg.jpeg

Bu mezar yerinin belirlenmesi için meclis tarafından bir komisyon kurulmuş ve şehrin çeşitli bölgelerinin incelenmesine başlanmış. Anıt mezar için uygun görülen yer, bir zamanlar rasat istasyonu bulunan ve “Rasattepe” ismiyle anılan, Anıtkabir yapıldıktan sonra ismi “Anıttepe” olarak değiştirilen bölge olmuş. Bu yer seçimi mecliste yoğun tartışmalara sebep olmuş. Atatürk’ün ölmeden önce dile getirdiği, “Milletim beni nereye isterse oraya gömsün, yeter ki unutmasın” sözü üzerinde durulmuş. Ancak  “Gazi Orman Çiftliğinde” ziraat mühendisi Tahsin Bey ile ettiği bir sohbette Atatürk’ün özel olarak bu konuyla alakalı direktifler verdiği de ortaya çıkmış.

EJAUxBtWoAA_jBz.jpeg

Atatürk’ün sohbet esnasında şu cümleyi kurduğu söylenir; “Şu küçük tepede bana küçük ve güzel bir mezar yapılabilir. Dört yanı ve üstü kapalı olmasın. Açıklardan esen rüzgar bana yurdun her yanından haberler getirir gibi, kabrimin üstünde dolaşsın. Kapıya bir yazıt konulsun. Üzerine ‘Gençliğe Söylevim’ yazılsın. Orası yol uğrağıdır. Her geçen, her zaman okusun”…

EJAUxqMWsAAaKKn.jpeg

O tarihlerde, yani Ankara’nın 1970’li ve 1980’li yıllarda batı-kuzeybatı yönlerinde hızla genişlemesinden çok önce, bu tepe şehrin neredeyse her noktasından görülebiliyordu. Hatta Rasattepe’nin  bilinmeyen bir özelliğini dönemin Balıkesir Milletvekili Süreyya Örgeevren şöyle dile getirmiş;

EJAUyI5W4AACePT.jpeg

“Rasattepe, bugünkü ve yarınki Ankara’nın genel görünüşüne göre, bir ucu Dikmende öteki ucu Etlikte olan bir hilalin tam ortasında, bir yıldız gibidir. Ankara hilalin gövdesidir. Anıtkabir’in burada yapılması kabul edilirse, şöyle bir durum ortaya çıkacaktır. Türkiye’nin başkenti olan Ankara şehri, kollarını açmış Atatürk’ü kucaklamış olacaktır. Atatürk’ü böylece bayrağımızdaki yarım ayın yıldızının ortasına yatırmış olacağız. Atatürk, bayrağımızla sembolik olarak birleşmiş olacaktır.”

EJAUyktWoAA9WPG.jpeg

Yer seçimi nihayete erdikten sonra anıt mezarın projesine karar verilmesi için bir proje yarışması düzenlenmesine karar verilmiş. Öncelikle Anıtkabir’in genel nitelikleri belirlenmiş ve bir bildiri yayınlanmış. Bu bildiri şöyledir;

  1. Anıtkabir, bir ziyaretgah (ziyaret yeri) olacaktır. Bu ziyaretgaha, büyük bir giriş bölümünden girilecek ziyaretgah binlerce Türk’ün Ata’sı önünde eğilerek saygılarını sunmasına ve bağlılığını bildirerek geçmesine elverişli olacaktır.
  2. Bu anıt, Büyük Ata’nın; asker Mustafa Kemal, devlet adamı Gazi Mustafa Kemal, büyük politika ve bilim adamı, büyük düşünür ve nihayet yaratıcı büyük dehanın vasıflarının, güç ve yeteneklerinin bir timsali olacaktır ve O’nun kişiliği ile oranlı bulunacaktır.
  3. Anıtkabir’in yakından görüldüğü kadar uzaktan da görülmesi gerekir. Bu bakımdan, Ulu bir siluet sağlanmalıdır.
  4. Atatürk’ün adı ve kişiliği altında Türk Ulusu sembolize edilmiştir. Türk Ulusuna saygılarını göstermek isteyenler, Büyük Ata’nın katafalkı önünde eğilerek bu isteklerini yerine getireceklerdir.
  5. Anıtkabir’in bir şeref bölümü bulunacaktır.
  6. Anıtkabir’de bir Atatürk Müzesi olacaktır.
  7. Anıtkabir’de bir Şeref Holü yapılacaktır. Atatürk’ün Lahdi buraya konulacağı için Şeref Holü, bu anıtın ruhu ve en önemli bölümü olacaktır. Şeref Holü, başta Türk Ulusu olduğu halde, Ulusumuza saygılarını sunacak yabancı devlet temsilcilerinin Ata’nın Lahdine yönelebilecekleri büyük bir salon olacaktır. Bu holde sağlanacak azamet (ululuk) ve güçlülük tesirleri, yarışmacılara bırakılmıştır. Bundan ötürü holün biçimi, boyutu ve yüksekliği için hiç bir ölçü verilmemiştir.
  8. Büyük Atatürk’ün Lahdinin yeri, Şeref Holü’nün ruhunu teşkil etmektedir. Ancak, Lahdin konulacağı yeri de yarışmacılar seçeceklerdir.
  9. Bunlardan başka, Anıtkabir’i ziyaret edecek büyüklerimizin ve yabancı devlet temsilcilerinin duygu ve düşüncelerini yazacakları bir özel defter bulundurulacaktır.
  10. Atatürk’ün Müzesi, Ata’nın hayatının türlü devirlerine ait fotoğrafları ile kıyafetleri ve el yazıları, imzaları, bazı eşyaları ile okuduğu incelediği kitapların sergilenmesine elverişli olacaktır.

Anıtkabir komisyonunca hazırlanan bu açıklama, özellikle yarışmaya girecek olan sanatçıların serbestçe çalışmalarına imkan vermesi bakımından memnunlukla karşılanmış. Dünya’nın birçok yerinden mimarlar projelerini sunmaya başlamışlar. Yarışmaya katılan projelerden bazılarına göz atalım…

  • Mimar Yohannas Krüger’in projesi…

EJAWNgIXYAAwx0X.jpeg

  • Mimar Arnoldo Foschini’nin projesi…

EJAWNgIXYAAwx0X.jpeg

  • Y. Mimar H. Kemali Söylemezoğlu, Kemal Ahmet Aru ve Recal Akçay projesi…

EJAWOa4X0AArWpX.jpeg

Örneklerde bulunan projelerin katıldığı yarışma sonucunda birinciliği Mimar Emin ONAT ve Mimar Ahmet Orhan ARDA’ nın projesi kazanmıştır.

EJAWO6oWwAEnLA8.jpeg

EJAWO6jXUAUDs3Z.jpeg

Anıtkabir’in projesi belirlendikten sonra, kamulaştırma çalışmalarının ardından, 9 Ekim 1944 yılında görkemli bir temel atma töreni ile inşaata başlanmış. İnşaat dokuz yıl sürmüş ve bu süre içerisinde dört aşama halinde yapılmış.